Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda 1987 yılında, uyuşturucu kullanılmayan sağlıklı bir toplum hedefine ulaşmak, uyuşturucu ile mücadele konusunda uluslararası alanda eylem ve iş birliğini güçlendirmek amacıyla 26 Haziran tarihi, "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak kabul edilmiştir. Toplumda; sağlıklı yaşam davranışları kazanmanın önemi ve uyuşturucu kullanımından kaçınmaya yönelik toplumsal farkındalığı artırmak amacıyla dünyada olduğu gibi ülkemizde de 26 Haziran tarihinde çeşitli etkinlikler yapılmaktadır.
2021 Dünya Uyuşturucu Raporu verilerine göre dünya genelinde 15-64 yaş grubu bireylerden 275 milyon kişinin hayatında en az bir kez uyuşturucu madde kullandığı belirtilmekte ve 2010 ile 2019 yılları arasında dünya genelinde uyuşturucu madde kullanımının yaklaşık %22 arttığı ifade edilmektedir. Diğer taraftan 2022 yılı Avrupa Uyuşturucu Raporu verilerine göre Avrupa Birliği ülkelerinde 15-64 yaş grubu bireyler arasında herhangi bir uyuşturucu maddeyi en az bir kez kullanma oranının %29 olduğu, bunun 83,4 milyon yetişkine tekamül ettiği belirtilmektedir.
Çok boyutlu ve küresel bir sorun olan uyuşturucu kullanımı, tüm toplum için büyük bir tehlike olmakla birlikte; özellikle genç yaş grubu için çok daha büyük bir tehdittir. Bu sebeple uyuşturucu kullanımı, toplumların hem bugününü hem de geleceğini tehdit eden büyük bir sorundur.
Gençlerimiz başta olmak üzere tüm toplumu korumak amacıyla ülkemizdeki uyuşturucu ile mücadele çalışmaları Cumhurbaşkanı Yardımcısı koordinasyonunda; Adalet, Aile ve Sosyal Hizmetler, Çalışma ve Sosyal Güvenlik, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği, Gençlik ve Spor, Hazine ve Maliye, İçişleri, Milli Eğitim, Sağlık, Tarım ve Orman, Ticaret, Ulaştırma ve Altyapı Bakanları ile Cumhurbaşkanlığı Sağlık Politikaları Kurulu Başkanvekilinin katılımıyla oluşan “Bağımlılık ile Mücadele Yüksek Kurulu (BMYK) tarafından yürütülmektedir. Çalışmalar, 2018-2023 yıllarını kapsayan, Uyuşturucu İle Mücadele Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planı doğrultusunda, kurumlar arası iş birliği ile sürdürülmektedir.
Eylem planı kapsamında uyuşturucu ile mücadeleye ilişkin toplumsal farkındalığın ve bilincin artırılması amacıyla gerek topluma yönelik gerekse BMYK üyesi tüm kurumlar tarafından uyuşturucu ile mücadele çalışmalarının farklı alanlarında görev yapan kamu personeline ve meslek üyelerine yönelik eğitimler verilmektedir.
Bağımlılıkla mücadele çalışmalarının temelini önleme çalışmaları oluşturmakla birlikte herhangi bir sebeple uyuşturucu madde kullanımı olan ya da bağımlı hale gelen bireyler ve aileleri için danışmanlık ve tedavi hizmetleri Bakanlığımız tarafından sürdürülmektedir. 2015 yılında faaliyete başlayan ALO 191 Uyuşturucu ile Mücadele Danışma ve Destek Hattı, tarafından 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunulmaktadır. Danışma Hattı tarafından bugüne kadar 521.927 çağrı karşılanmıştır. Danışma Hattında kendisi ya da yakını için arayan kişilerin isim, T.C. kimlik numarası gibi hiçbir kimlik bilgisi alınmadan, kişinin ihtiyacına yönelik destek sağlanmaktadır.
Danışma Hattını arayanların arama sebepleri incelendiğinde, ilk sırada tedavi olma isteği ile gelen aramalar yer almaktadır. Danışma Hattı tarafından, uyuşturucu madde kullandığını beyan eden kişilere bağımlılık risk değerlendirmesi yapılmakta, düşük ve yüksek riskli bireyler belirlenmekte ve risk düzeyine göre, uygun tedavi merkezlerine yönlendirilmektedir. Tedaviye yönlendirilen bireyler ile tedaviye ilişkin motivasyonlarının artırılması için motivasyonel görüşme yapılmakta ve hastane randevuları da alınmaktadır.
Bağımlılık tedavi süreci uzun süreli ve sağlık kurumu ile irtibatın kesilmeden sürdürülmesini gerektiren bir süreçtir. Tedavi merkezine yönlendirilen bireylerin tedavi süreci, yapılan geri dönüş aramaları ile yakından izlenmektedir. Danışma hattı tarafından, arayan kişinin kabul etmesi halinde 1 hafta, 15 gün, 1 ay, 3 ay, 6 ay ve 1 yılın sonunda olmak üzere yılda en az 6 defa geri dönüş araması yapılmaktadır. Geri dönüş aramalarında tedavi sürecinin sürdürülmesi için destek sağlanmakta, zorlanılan hususlara ilişkin çözüm önerileri sunulmakta, ihtiyaç duyulması halinde paydaş kurumlarla görüşmeler yapılarak sorunların aşılması sağlanmaktadır.
Çocuğunun, yakınının uyuşturucu madde kullanımından şüphe duyarak danışma hattımızı arayan bireylere de aile içi iletişim kanallarının karşılıklı saygı, sevgi ve güven içinde açık tutularak, bireyin yaşına uygun görüşmenin yapılabilmesi için danışmanlık sağlanmaktadır. Danışma hattında sunulan hizmete yönelik son derece güzel geri dönüşler alınmaktadır. Ayrıca bağımsız kurumlar tarafından yapılan danışma hattının hizmet kalitesinin ölçülmesi ve memnuniyet araştırmalarında da hattan hizmet alan vatandaşların, %97 oranında verilen hizmetten memnun olduğu belirlenmiştir.
Bağımlılığa yönelik yüz yüze danışmanlık ve tedavi hizmetlerine 81 ilimizde erişilebilmektedir. Ayakta ve yataklı tedavi programlarını uygulandığı bağımlılık alanında özelleşmiş tedavi merkezlerinin sayı ve kapasitesi artırılmaktadır. 2015 Acil Eylem Planının yayımlanmasından önce 33 tedavi merkezinde 712 yatak kapasitesi ile hizmet sunulurken bugün itibarıyla tedavi merkezi sayısı 138’e yatak kapasitesi ise 1389’a yükseltildi. Böylece tedavi merkezi sayısında %318’lik artış yatak kapasitesinde ise %95’lik artış sağlanmıştır. Ayrıca ihtiyaç doğrultusunda, sadece kadın hastalara yataklı tedavi hizmeti veren, kadın erişkin tedavi merkezlerini, gebelik ve emzirme sürecinde uyuşturucu madde kullanımı sebebiyle tedavi gören kadınlara ve bebeklerine yönelik hizmet veren, anne bebek ünitesi bulunan tedavi merkezlerini hizmete açılmıştır.
Yıllar içinde yeni açılan tedavi merkezleri ve ayakta tedavi programları ile hastaların randevu bekleme sürelerini azalttık. Mevcut durumda tedavi merkezlerinde hastalara; aynı gün ya da başvuruyu takip eden 3 gün içerisinde muayene randevusu verilebilmektedir.
Ayakta ya da yataklı tedavi programlarına dahil olan hastanın tedavi sürecinde bağımlılığa yol açabilen öfke, stres, hayır diyememe gibi sorunlarının giderilmesi, madde kullanma isteğiyle baş edebilmeye yönelik yaşam becerilerini içeren bireysel ve grup psikoterapileri, psikoeğitim, iş ve uğraşı aktivitelerin ile tedavi süreci desteklenmektedir. Ayrıca hastaların tedavi sürecine uyumunu artırmak için ailelere yönelik de bağımlılık ve tedavi süreci hakkında bilgi verilmekte psikososyal destek sağlanmaktadır.
Özelleşmiş tedavi merkezlerinin yanı sıra toplumun sağlık sistemi ile ilk temas noktası olan Aile Sağlığı Merkezleri, Sağlıklı Hayat Merkezleri gibi birinci basamak sağlık kurumlarında ve Bağımlılık Danışma Merkezleri gibi birimler aracılığıyla da bağımlılığa yönelik danışmanlık hizmeti ülke genelinde yaygın olarak sunulmaktadır.
Bağımlılık tedavi süreci, tıbbi tedavinin yanı sıra psikososyal değişkenlere dikkat edilerek uygulanan geniş kapsamlı bir programı gerektirmektedir. Bu sebeple tedavi merkezlerindeki arındırma tedavisini tamamlayan hastalar, tedaviyi takip eden süreçte rehabilitasyon programlarına dahil edilmektedir. Bağımlılık tedavisi gören kişileri ruhsal açıdan desteklemek, toplumsal, ailevi ve mesleki rollerini sürdürmelerine yardımcı olmak ve elde edilen iyilik halinin devamını sağlamak amacıyla danışmanlık, tedavi, rehabilitasyon ve sosyal uyum süreçlerinin tamamını kapsayacak şekilde bütüncül bir anlayışla rehabilitasyon programları oluşturulmuştur.
Bu programlar kapsamında, rehabilitasyonun ardından bireyin, iş ya da eğitim yaşamına geri dönmesine yönelik çalışmaların yapıldığı sosyal uyum sürecine geçmesi sağlanmaktadır. Bu çalışmalarla bağımlılık tedavisi gören bireylerin, sorumluluk almaları, kendi hayatlarının kontrolünü yeniden kazanmaları sağlanmakta ve tekrar uyuşturucu madde kullanımına başlama riskleri azaltılmaktadır.
Önleme çalışmalarının maliyeti, tedavi ve rehalibitasyon çalışmalarının maliyetine göre oldukça düşük olmasına rağmen, etkinliği çok daha yüksektir. Bu sebeple önleme çalışmaları, bağımlılıkla mücadele çalışmalarının temelini oluşturmaktadır. Bununla birlikte herhangi bir sebeple uyuşturucu madde kullanımı olan bireylerin, bağımlı hale gelmeden erken tanı ile danışmanlık ve tedavi programlarına alınması ve bağımlı bireylerin de erken dönemde tedavi süreci içine alınması son derece önemlidir. Bu sebeple herhangi bir sebeple Genel Sağlık Sigortası kapsamı dışında kalan bireyler için de bağımlılık tedavi hizmetleri ücretsiz olarak sağlanmaktadır.
Yaygınlaştırılan danışmanlık, tedavi ve rehabilitasyon merkezleri ile bağımlılık tedavi hizmetlerine erişim kolaylaştırılmakta ve çalışmaların eylem planında belirlenen planlama doğrultusunda, bütün olarak kesintisiz sürdürülmektedir.